Ana içeriğe atla

Binggoo Dizi Yorumu (iki g ve iki o ile), Mini Dizi

 Merhabalar!!! 

Ben geldim, uzun zaman sonra, kendimi selamlıyorum. Üzerimden biraz tır geçti ama buradayım, sonunda. 

Bing goo. (İsterseniz bitişik yazıp aratın)  Korecede sanırım buz parçası anlamına geliyor ya da benzer bir okunuşu var bu kelime ile. 





Konusu, zaman yolculuğu, 1979'dan günümüze gelen bir adam var. İzleyin, sevdim, masalsı, minnoş. 2 bölümlük bir mini dizi, film gibi. Oyuncular, Kim Jung Hyun, (kendisini Welcome to Waikiki ilk sezondan hatırlarsınız, yönetmen olan) diğeri ise Han Sun Hwa. 

Aslında sıkıldım zaman yolculuğu temasından, 11.22.63 vs de sevmem o "romantik" "ama biz farklı zamanlardaniz ne kadar hüzünlü" teması sıkıcı gelir bana ama, bunu sevdim. Uzun zaman sonra dinlendirdi beni. Sanki. 

Dizinin ilk bölümlerinde, o eski atmosfer yine hoştu belki ama çok çekmedi beni, sevdiğim aktör bile pek sevimli gelmedi sadece kostüm ve stylingle mi ilgili bilmiyorum, saç şekli ve kıyafetler çok hoş gözükmüyor çünkü, farklı geliyor, Reply 1988 kadar çekici gelmedi atmosfer. Ancak ve ancak, yirmi dakikaydi sanirim, biraz bekleyin, gelecekteki sahneler daha hoş. 


Evet biraz klişe mi klişe beklentiyi belki yükseltmek çok doğru değil, ama ben beğendim, tatlı bir dizi ya da film mi desem olmuş, hepimizin bildiği bir hikâye. Ama güzel, kar vs yağıyor, karlı bir günde izlemek güzel olurdu belki, ama ben böyle şeyleri ayarlayamiyorum. Başka kar temalı ama hala izleyemediğim bir dizi: When the Weather is Fine. Seveceğimi hissettiğim ama bir yıldır tam bir yıl oldu, biraz daha fazla hatta, bir dizi. Moralim çok bozuktu bir hafta karlı olmasina karşın sevinip dışarı çıkamadım bu yıl, beş dakika çıktım dizi vs. de izlemedim. Dünyam başıma yikildi dediğim bir olay oldu, şimdi şimdi biraz daha iyiyim, sanırım. Neyse, devam edelim: 

İzleyin bence. 



SPOILER 

Zaman yolculuğu temasi eskiden çekerdi beni, çekerdi evet, sonra birçok şey gibi bundan da sıkılmıştım. E yine aynı aynı şeyi anlatıyorum, neyse bu dizi sizi yine de çekebilir gibi geliyor, ben pek bilinmediği için saklı bir şey bulmuş gibi hissetmiştim. 

Sonunun mutlu sonla bitmesi klişe de olsa güzeldi benim için, ki gerçek hayat sıkıcı zaten ve buruk ya da mutsuz bir sona da sıkıcı ya da klişe diyebilirdim aslında mutlu sonlar bana daha cesaretli geliyor, klişe olmayanlar onlar gibi bir anlamda. 





Kadın camdan dışarı bakarken bitmesi yerine adamı görmek bana da sürpriz oldu, ben sevdim. Yazarlar, senaristler çok merhametli geliyor bana böyle olunca. 



Gelecekteki sahneler daha çok çekti beni, ve geç fark ettim o çiçekçi kadınla günümüzdeki kadının aynı oyuncular olduğunu. Çok hoş bir kadındı cidden, ilk kez izledim kendisini. 

Yine zorluklarla yaşaması yurt dışına çıkabilir miyim düşüncesi biraz parçalanmış bir aile empati duygusunu arttırdı. Sempatikti bence kendisi, (oyunculardan ya da karakterlerden biri içime sinmeyince izleyemiyorum, bu açıdan iyiydi dizi, genelde kadın ya da erkekte birisinde illa ki sorun yaşarım.)Geçmişteki kadın yani adamın ilk sevgilisi de tatlıydı evet belki ama sıkıcıydı biraz bence. Yeni kadını daha çok sevdim. (Bu arada çok özür dilerim adam ile kadın diyip duruyorum diziyi izleyeli belki iki hafta geçmiştir hemen ama hemen o gün yazmak istedim ama yapamadım bir türlü, o yüzden "adam" "kadın" diyip durdum, hemen wiki'ye bakıp geliyorum.) 

Kadın: Ha da 

Adam: Man soo 

Man-soo da tatlı, sempatiyle yaklaşabilecegim bir oyuncu oynuyor zaten, ama dediğim gibi, cidden pek şekilci değilimdir ama neden insanlar 70'lerde öyle giyinmişler diye üzüldüm... Ah Reply 1988'imiz öyle miydi... Tatlı, nazik bir adam Man-soo ama iki bölümlük dizide karakter derinliğine o kadar geçilemediği için mi, yoksa benim bir şeyi benimsemek iyice sevmem için daha da uzun süreye mi ihtiyacim var bilmiyorum, e peki diyip geçtim biraz sempatik de bulsam. Uzun bir dizi olsaydi daha da benimserdim gibi geliyor, kadın bir de daha ilgimi çekti sanırım. Ama masalsı bir şekilde geçmişten gelmesi boylesine bir fedakarlıkta bulunması güzeldi, güzeldi evet. Bir de bu buzdan adam olması olayı bana bir Amerikan filmini anımsattı, orada da ölen bir adam kardan adama mi dönüşüyordu sanki bir bakayım: Şu an bulamadım :D ama 1982 yapımı BAFTA ödülü almış bir film varmış, 20 dakikalık animasyon, burada kalsın. Kitap uyarlaması. 





Kadının kim olduğunu düşünürken gerilmiştim ben biraz galiba ya, umarım eski geçmişteki sevgilinin torunu değildir lütfen olmasın diyordum, olmaması cidden güzel oldu. Yine bağlantılar var ve resmen aynı oyuncu oynuyor Yeşilçam gibi ama okey diyorum ben şu an. (Aynı oyuncuydu diye hatırlıyorum.) 

Dizideki kardeşi ve bardaki adami sempatik buldum gibi, ama uzun uzadıya pek birilerini göremedik zaten haklarında pek bir şey diyemiyorum. Bardaki adama başta pek ısınamadım ama sempatikti yine. (Sempatik kelimesini sevmeyip sürekli kullanmam peki?)

16 bölümde de gereksiz entrikalar ve uzatmalar olurdu ama bir sekiz on bölümlük vs. bu konseptte romantik zaman yolculuklu bir diziyi severek izlermişim sanırım. 

Bir sarkiyi epey sevmiştim sanirim ama hatırlamıyorum. 

Yanlış da hatırlamış olabilirim: sadece bir video buldum diziyle ilgili yanlış mı hatirladim acaba :(, o da sarkili ama spoiler olur epey, isteyen sonra platformdan izlesin. :( 

Şimdilik bu kadar, okuduğunuz için çok teşekkürler. 


Not: Jung Hyung farklı saç şekilleriyle cidden çok değişik gözüküyor, Waikiki'deki ve şu hali daha bir hoş, 


Bunu da alakasızca yazdıktan sonra ayrılıyorum.  

Şarkım: 💕 Sevgiler. (Aşık olduğum paylaşmak istemediğim şarkım. ) 




Yorumlar

  1. Bu şarkıyı yüz milyon bin kez izledim. :'))) Şarkıyı artık dinleyemeyecek noktaya gelene dek...

    YanıtlaSil
  2. Kendi yorumumu yeni yorum zannettim...

    YanıtlaSil
  3. Şeyi bulamıyorum, bir şeyi yeniden ilk kez dinleme hissini, bazen. Belki biraz bu şarkı için.

    YanıtlaSil
  4. Kim jung hyun u dizilerini izlediğim dönemlerde çok seviyorum çünkü oyunculuğu bence iyi gerçi linç yedi kore halkından geri döner mi bilmiyorum ama dönmesini isterim . When the weather is fine geçmilş arada , yavaş ilerleyen ve duygular durumlar üzerinden ilerleyip garip bi albeniye sahip gerçekçi ve güzel bir dizi tavsiye ederim. Oğlan lafla değil davranışla jestleriyle sevdiğini belli edenlerden,kız ona göre cüretkar bile kalıyor o yüzden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim yorum için.^^ Kim Jung Hyun'un oyunculuğunu seviyordum ben de, karışık olaylardı o konu cidden, bilmiyorum döner mi... Weather is fine' ı o kadar uzun zamandır erteliyorum ki üç yıl olacak, benim kalemim gibi de geliyordu, seveceğimi düşünüyorum ama bakalım... :') bir gün izleyeceğim umarım sonunda... şu sıralar my only love song ve heaven's garden!a baktım, pek bilinmeyen diziler ama fena değil bence. ilki fantastik tarihi komedi, kısa epey; diğeri de sakin kırsal alanda geçen bir dizi. weather is fine da yumuşak tatlı bir diziye benziyor, izlemek istiyorum. bazı replikleri vs de sevmiştim. teşekkürler tekrardan.

      Sil

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için şimdiden teşekkür ederim. :')

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZORBALIK ODAKLI ÇİN FİLMLERİ, BETTER DAYS ve CRY ME A SAD RIVER

 Merhaba. Yakın zamanda Better Days'i izledim.                                                       (Better Days'deki baş karakter) Konusunu pek bilmeden izlemeye başlamıştım, çok fazla karşıma çıkıyordu. Oscar adayı bir filmmiş ve çeşitli festivallerden epey de ödül demiş. Ancak bu film bence Oscar adayı olmak için yeterli bir film değildi, bu filmle katılmalarına şaşırdım açıkçası. Sosyal medyada "ayyy mutlaka izleyin" tarzı yorumlar görürseniz abartı olduğunu bilin ve beklentiyi düşürün. Hem bu filmden hem de daha sonra Cry Me Sad River'dan bahsedeceğim. O da kitap uyarlaması zorbalık konseptli bir film.  Better Days Cry me A Sad River  (Bu  filmin posterleri hiç güzel değildi, zar zor bir fan made yapım bile olabilir, bir şey buldum.)   Not: Aylar sonra gelen edit: Ergenler ya da işte ship yapmayı seven romantik kesim a...

GOT7, ben dinlemezdim KPOP ne oldu? Biraz da KPOP 101/ Part 1

 Merhaba! Üç saatlik diğer yazıdan sonra hemen nasıl yine yazıyorum bilmiyorum ama yine buradayım...  Arkadaşlar ben pek kpop dinlememiştim yıllar öncesinin SS501' i haricinde, Love Ya ve Ur Man kalp ben. Love Ya'yı bırakıyorum ve 2011 yılına ışınlanıyorum şu an:  Grup dağıldı, bazı skandallar da olmuş zamanında ama neyse konumuz bu değil.  Şarkıyı lütfen dinleyin.  Evet,  Aşağıdaki yazı salt hayranlık yazısı değildir: GOT7, nasıl neden 7/24 nasıl neden videolarını izledim? Bu yıl, şu şarkıyla yeni bir albüm yayınlamışlar,  pardon geçen yılın sonu galiba:  Ben yılın ilk yarısında bu şarkıyla nasıl olduysa karşılaşıyorum, ve sonra bir bağımlılık oluşuyor. Bu şarkıları haricinde o kadar da beğendiğim şarkıları var mı emin değilim, hayır var, bir saniye: Love You Better: Buyrun canlı performans:  Bunu da dinleyin pls.  Neyse bazı sınırlı şarkıları harici bütün şarkılarına kefil değilim, öyle ayılıp bayılmıyorum, hayranlar kızmasın. Evet bil...

Zaman yolculuğu temalı diziler, Japonya'dan Tayland'a PART1

 Merhaba, bu aralar artık pek sevmediğimi söylesem de zaman yolculuklu dizilere baktım çokça. AMA çok fazla diziye baktım gerçekten. İlk bölümlerine bakıp kapattım ya da sonra dönerim diye sekmelerde açık bıraktım, yüzbinbeşyüz tane sekme açık bilgisayarımda. :( Neyse, ağlamayalım. İzlediğim çoğu dizi zaman ylculuğu üzerineydi, özellikle araştırdım şimdilik kısaca geçeceğim belki güncellerim. Ve bugün Someday or One Day'in filmini izledim, onu mu yazsaydım önce ya... Onu da buraya eklerim yakında.  İlk olarak:    The Promise of Migratory Birds, 2016, Çin (Bu sadece zaman konseptli bir dizi, zaman yolculuğu yok) Önce bu aklıma geldi, 2 bölüm izledim... (Aynı anda 5 10 dizi izledim şaşırtıcı değil...) Enemies to lovers konsepti var.  Kadın evlenmek üzereyken adam kadının günlüğünü buluyor,  ve biz birden ilk tanıştıkları zamanı izliyoruz. (Hala zaman yolculuğu olmadı ben mi yanlış anladım konuyu :d) (Burada yanlış anlamışım ve fark ediyorum...) (Bkz:alt para...